Serhat İNCE
İç piyasada en önemli mücadelenin döviz ve enflasyon olduğunu belirten Bozkaya, “Yeni ekonomi modelimiz ihracat üzerine. Dış ticaret açığı artıya dönerse döviz ile ilgili problemimiz kalmayacak. Temmuz ayındaki kur mayıs ayındaki kura göre ihracatçıyı rahatlatan, teşvik eden bir kur. 19 TL’den 27 TL’ye geldi.
Ama maalesef temmuz ayındaki ihracatımız böyle etkili gelmedi. Aylık 12 milyar dolar, 12 aylık 120 milyar dolara giden bir açığımız var. Bu tarafı düzeltmemiz lazım çünkü o taraftaki düzelme birçok eyi rahatlatacak” dedi. DenizBank olarak her firmayı desteklemeye çalıştıklarının altını çizen Bozkaya, “Denizbank olarak ihracatçı firmaları ciddi anlamda desteklemeye çalışıyoruz. Bir sürü regülasyon kararı var ama 24 ay 36 ay ihracatçı firmalara yabancı para kredi veriyoruz.
Döviz ihtiyacımız var, onu da ihracatçı getirecek. Bu nedenle en büyük desteği ihracatçıya vermek durumundayız. Finansmana erişim zorluğu diye bir şey konuşuyoruz. Finansmana erişimde haziran hatta temmuz da küçülme var. Olabilir ama bizim bankada büyüme var” diye konuştu. Enflasyonun ise sadece rakam mücadelesi olmadığını toplumu ahlaki erozyona kadar ittiğini ifade eden Bozkaya, “Perakende tarafında de kart harcamaları enteresan.
İnsanların zihinlerinde psikolojilerinde hep beraber eğer bu işi bitiremezsek ‘haftaya kahve kaç para olur’ deyip de 50 gram yerine 150 gram almaya devam eder. Enflasyon mücadelesinde perakendedeki oyunun sertleşmesi iç piyasanın dozajını belirleyecek. O dozaj da sermayesi az KOBİ’lerimizin çok olduğu ülkemizde, finansman ihtiyacını sıkıntıya dönüştürebilir. İnşallah dönüşmez. Onu da çek yazılma oranlarından takip edeceğiz. Çek yazılma oranlarında yüzde 1’in altında bir miktar kıpırdama var gibi” açıklamasında bulundu.